Kalın bağırsağın son kısmına rektum denir. Rektumun, destek dokularının gevşemesi sonucunda makat dışına çıkmasına ise rektal prolapsus (sarkma) adı verilir. Gaz, büyük abdest kaçırma, kabızlık, tuvalette aşırı ıkınma, makatta sürekli bir ıslaklık ve akıntı şikayetleri ile yaşam kalitesini oldukça bozan bir hastalıktır. Sıklıkla çok doğum yapmış ileri yaştaki kadın hastalarda görülür. Bu hastalarda sıklıkla rahim, idrar kesesi gibi diğer organ sarkmaları da eşlik eder. Hastaların çoğunda uzun yıllardır var olan kabızlık ve aşırı ıkınma hikayesi mevcuttur. Bununla birlikte hastaların %30’u erkek veya hiç doğum yapmamış kadın hastalardır.
Rektal prolapsus şikayetleri basur hastalığı şikayetleri ile benzer olduğu için hastalar sıklıkla hemoroidal hastalık tanısı ve tedavisi alırlar. İç hemoroidal hastalıkta anüsten dışarı çıkan aslında sadece ince katmanlı iç hemoroid pakeleridir. Hastaların hemen hepsi büyük abdest yaptıktan sonra barsağın yada bir kitlenin makattan dışarı çıktığını, sonra elle iterek içeri soktuklarını ifade ederler. Bu nedenle bu şikayetlerle gelen hastalarda iyi bir ayırıcı tanı yapabilmek için hastanın ıkındırılarak muayene edilmesi son derece önemlidir.
Rektal prolapsus hastalarının, şikayetlerinde veya şikayetlerin şiddetinde değişikliğe neden olan farklı tipleri vardır.
Tam kat prolapsus:
Şekilde görüldüğü gibi rektum bir teleskop şeklinde, barsağın tüm katmanlarıyla beraber makattan dışarı çıkar.
Mukozal prolapsus:
Resimde görüldüğü gibi sadece rektumun mukozası makattan dışarı çıkar.
İnternal İntussepsiyon:
Rektum mukozasının, makattan dışarı çıkmadan daha üst seviyede iç içe geçerek gaita geçişini kapatmasıdır. Makattan dışarı çıkan barsak olmadığı için en zor tanı konulan bu tiptir. Hastalar sıklıkla büyük abdest yaparken bir tıkanıklık hissettiklerini, aşırı derecede ıkındıklarını ifade ederler. Bu aşırı ıkınmaya bağlı olarak hastalarda basur hastalığı da gelişebilir. Diğer bir şikayet ise, büyük abdest sonrası mukuslu akıntı ve iç çamaşırında kirlenme olmasıdır. Bu şikayetleri olan hastalarda iyi bir muayene sonrasında tanıya gitmede en başarılı yol radyolojik görüntülemedir. Yapılacak defekografi tetkiki ile çok rahatlıkla intussepsiyon tanısı konabilir.
Rektal prolapsusun gerçek ve tek tedavisi cerrahi tedavidir. Prolapsusu düzeltmede gerek karın yoluyla gerekse de anal yolla uygulanan farklı cerrahi teknikler vardır. Hangi tedavi yönteminin uygulanacağına, hastanın yaşı, genel durumu, ek hastalıkların varlığı, prolapsusun tipi ve radyolojik testlerin sonuçları değerlendirilerek karar verilir. Cerrahide ki amaç sarkan barsağın tekrar yukarı çekilmesi (Rektopeksi) veya çıkartılmasıdır.
Son yıllarda Laparoskopik Ventral Meş Rektopeksi yüksek başarılı sonuçlara sahip olması nedeniyle standart bir tedavi olmuştur. Rektal prolapsus ile birlikte rektosel (vajinal fıtık) ve intussepsiyon olan hastalarda en uygun seçenektir. Bu ameliyatta karında laparoskopi için 3 ya da 4 adet küçük kesi oluşturulduktan sonra, rektum bir sentetik yama (meş) yardımı ile yukarı asılır (rektopeksi). Kadın hastalarda meş ayrıca vajen ve rektum arasına da yerleştirilerek, eğer var ise, rektosel de tedavi edilmiş olur. Bu ameliyatta kadın hastalarda rektal prolapsusa sıklıkla eşlik eden rahim ve idrar kesesi sarkması da eş zamanlı kolaylıkla düzeltilebilir (Sakrokolpopeksi)
STARR (Stapler Transanal Rektal Rezeksiyon):
Bu cerrahi ile anüsten stapler adı verilen bir cerrahi alet kullanılarak, fazla ve sarkan rektum mukozasının çıkarılmasını amaçlanır. Sadece mukozal prolapsus veya rektal intussepsiyonu olan hastalarda uygun bir tekniktir.
Perineal Rezeksiyon:
Anal yoldan dışarı sarkan rektum segmenti kesilip çıkartılır. Bağırsak anüse tekrar dikilerek bağlanır. Karın yolu onarım için genel anestezi riski yüksek, yaşlı ve ek hastalıkları fazla hastalarda tercih edilen yöntemdir.
Rektal mukozal prolapsusu olan hastada genel anestezi riski nedeniyle vajinal (perineal) yol kullanılarak onarım yapılmıştır.